Atatürk, Milli Mücadele yıllarında, Gazianteplilerin düşman karşısındaki yiğitçe direnişlerini, ölümle diş dişe savaşlarını, savunmalarını coşkuyla izlemiş, onlara her fırsatta güç vermiş, Gazianteplileri övmüştü. Gaziantep’e karşı büyük bir sevgisi vardı ama bir türlü fırsat bulup da bu şehre gelememişti.Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu’ya geçmeden önce Suriye cephesinde 7. Ordu Komutanı olarak görev aldığı zaman, bir keresinde 1918 yılı Ekim ayı başlarında Kilis’e kadar gelmiş; Kilis’te bir gece kalmış; Kaymakam İbrahim ve Kilis ileri gelenleriyle görüşmüştü. Gaziantep’e gelememişti. Gaziantepliler onu ancak, 26 Ocak 1933 günü kucaklayabilmişlerdi. 1933 yılı Ocak ayının 15’inde uzun süreli bir yurt gezisine çıkan Atatürk Adana’dan sonra 26 Ocak 1933 günü Gaziantep’e yönelmişti. O gün Ramazan Bayramı arifesiydi. Atatürk, bayramı Gaziantep’te geçirmek istiyordu. Haber Gaziantep’te duyulur duyulmaz halk iki bayramı bir arada kutlamanın sevinci içinde, şehirlerini bayrak ve taklarla süslemişlerdi. Gaziantep Valisi Akif Bey’in başkanlığındaki bir heyet, Atatürk’ü karşılamak üzere Narlı istasyonuna hareket etti. Heyetle buluşan Atatürk, onlarla birlikte saat 11’e doğru Gaziantep’e girdi. O gün şehir ana-baba günü, binlerce, on binlerce insan, okullar, esnaf birlikleri karşılamaya çıkmışlardı. Atatürk, karşılayıcıları selamladıktan sonra, otomobiline bindi. Yolda, Başkarakol’da arabasından inerek bir süre halk arasında yürüdü, tekrar bindi, Atatürk Bulvarı’ndan Halkevine geldi. Meydanlarda davul-zurnalar çalıyor, milli oyunlar oynanıyordu. Halkevinde çeşitli kuruluşların yöneticileri ile görüştü bilgi aldı. Atatürk, Gaziantep’teki çalışmalardan memnun görünüyordu. Akşam, Gaziantepliler, Atatürk’e iki yüz kişilik bir yemek verdiler. Yemeğin sonunda Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali bir konuşma yapmış, sözlerini şöyle tamamlamıştı:"Gazi bizim Gazimiz, kainat ve insanlığın Ulu Gazisi… Gaziantep’in yüreğinden coşan sesi dinliyor musun? Bu ses, tek ses olarak neden senin büyük yüreğine akıyor. Gaziantep seninle yeniden kuruldu, çünkü sana inandı, bağlandı. Sana inanan, sana bağlanan kendi varlığına inanır. Hakka inanır, sonsuzluğa bağlanır. Sen her şeysin, Gazisin. Büyük Türk’ün bizzat kendisisin, özüsün, kütük adın Gazi Mustafa Kemal’dir. Fakat doğuş adın, tarih adın, asıl adın Türkiye’dir. Ertesi gün 27 Ocak 1933 Cuma, bayramın birinci günü, Atatürk üzerinde lacivert bir elbise, gri kravat, siyah iskarpinlerle Valilikte yapılan bayramlaşma törenine katıldı. Buradan, üstü açık bir arabayla Belediyeye geldi. Belediye Meclisi salonunda toplanan Gazianteplilerle, şehrin sorunlarını görüştü, ihtiyaçlarını sordu. Gaziantep’te bir lise açılması isteniyordu. Başbakan İsmet İnönü’ye bir telgraf gönderdi. Gaziantep’teki ortaokulun lise haline getirilmesini, bu işin bir iki gün içinde sonuçlandırılmasını istedi. Öyle ki, üç gün sonra 1 Şubat 1933’te Gaziantep lisesi açılmıştı. Bu arada bir de tören yapıldı. Şehir meclisi Atatürk’e “Hemşehrilik Belgesi” verilmesini kararlaştırdı.
Atatürk, Gaziantep Nüfus Kütüğünde (Bey Mahallesi, hane 41, cilt 86, sayfa 56, Zübeyde’den doğma, Ali Rıza oğlu, 1881 Selanik doğumlu Gazi Mustafa Kemal) olarak geçti. Hemşehrilik Belgesi, Gaziantep Belediye Başkanı Hamdi Kutlar’ın bir konuşmasıyla Atatürk’e verildi. Atatürk teşekkür ederek: "Gaziantep güzel şehir, Gaziantep’liler vatansever, cesur ve çok çalışkandır. Bu şehir her hizmete layıktır. Gereken her yardım yapılacaktır" dedi. Belediyeden sonra Garnizon Komutanlığına gitti, subay ve erlerin bayramlarını kutladı. Öğleden sonra Narlı’ya buradan da Adana’ya dönüyordu. Atatürk, Gaziantep’in Kurtuluş Günü yıldönümleri olan 25 Aralık’ta sık sık Gaziantep’lileri kutluyordu. 25 Aralık 1936’da Gaziantep’in 15. Kurtuluş Yıldönümü günü şu telgrafı göndermişti: ( …Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gaziantepliler’i kahramanlık örneği olarak alabilir.) Bu telgraftan bir yıl sonra 25 Aralık 1937’de Gaziantep’in 16. kurtuluş yıldönümü dolayısıyla Ankara Halkevi’nde düzenlenen toplantıya katılmış,Gaziantepliler’e de bir telgraf çekmişti. Bu telgrafta: (…Eğer bir gün millet,vatan ve Cumhuriyetin yüksek çıkarları gerekirse, o çevre kahramanlarının geçmişte olduğundan daha yüksek kahramanlıklar göstermeye hazır olduklarına şüphem olmadığı bilinmelidir) diyordu. Gaziantep ise Atatürk’ünü her zaman saygıyla andı. Onun Gaziantep’e geliş gününü,bir bayram olarak her yıl kutladı.
Aziz Ata aynı zamanda Gaziantep’in adaşıdır. Gazi şehrin de fahri hemşehrisidir. Gaziantep Bey Mahallesi 41 hanesinde kayıtlıdır. Ata’ya bir hürmet nişanesi olmak üzere bazı cadde ve okullara ismi verilmiştir.
1-Gazi Mustafa Kemal İlkokulu
2-Atatürk Lisesi
3-Atatürk Bulvarı
4-Gaziler Caddesi(Hem Atatürk hatırlanmakta hem de milyonlarca gazi hatıra gelmektedir.)
5-Atatürk İlkokulu
Ulu önder 26 Kânunisani (Ocak) 1933 tarihinde şehrimizi şereflendirdiler. Şehrimiz için ebedi bir saadet kaynağı olan bir tarihi günde toplanan şehir meclisi yüce Halâskâr için halkımızın taşıdığı sonsuz minnet ve şükrân duygularını ifade etmek üzere büyük Atatürk'e gazi yurdun hemşehriliğini arz etmeyi kararlaştırdı. Ve şu mazbatayı tanzim etti. Tarihi yüksek kıymetine binaen aşağıya alıyoruz. Reisicumhur gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Türkiye'nin bânisi ve en büyük milli rehberidir. İşgal edilen yurdumuzun istiklalini temin için milli bir cihat açmış ve milletin Başkumandanlığını yaparak Türkiye'yi kurtarmıştır. Bundan sonra idari, fikri, iktisadi,ilmi birçok inkîlaplar meydana getirerek yurdumuzu mütemadiyen yükseltmiş ve yalnız Türkiye'de değil bütün dünyada tarihin en büyük Kumandanı, en büyük inkîlapçısı, en büyük ilim ve fikir adamı olarak tanınmıştır. İşgal edilmiş olan Gaziantep'te bu mücadele ve inkîlaplarda büyük liderin yaktığı ışık arkasından koşmuş, vesaiti harbiyesi olmadığı halde her şeyden evvel tek başına on bir ay mücehhez Fransız ordusuyla çarpışmış, şehrin bombardıman edilmesinden, mitralyözlerle taranmasından, hücuma uğramasından yılmamış; Fransızlara harben teslim olmamış; bu suretle milli mücadelenin şanlı sahifesini yazmış ve tarihe emsali bulunmaz bir kahramanlık namı bırakmıştır. Bunun için Büyük Millet Meclisi bir Mustafa Kemal'e birde Anteb'e gazilik madalyası takmıştır.