Türkiye, gerek antik çağda, gerekse ondan sonraki dönemlerde çeşitli toplulukların yerleşim alanı olarak seçtiği bir bölgedir. Bu topraklarda, antik dini inançların yanı sıra, Museviliğin ortaya çıkmasından sonra o din mensuplarının Filistin bölgesinden uzaklaştırılmasıyla diğer topraklara yayıldıkları gibi Anadolu’ya da gelmeleri, Hıristiyanlığın ortaya çıktığı ilk günlerden itibaren Hz. İsa’nın Havarilerinin de dinlerini yaymak maksadıyla bu bölgeye gelmeleri çok eskiden beri önemli dini merkezlerin Anadolu’da oluşmasını sağlamıştır.
İnsanlığın yerleşik hayata geçişinden günümüze kadar Anadolu'da bir çok medeniyet kurulmuştur.Farklı kültürler,milletler ve dinler bir arada yaşayabilmiş ve zengin bir kültür birikimi meydana gelmiştir.
Antik dönemlerdeki dini inançların yanı sıra,Filistin'den uzaklaştırılan Musevilerin Anadolu'ya gelmeleri,ardından Hz.İsa'nın havarilerinin Hristiyanlığı yaymak maksadıyla bölgemizi tercih etmeleri,o tarihlerdne bu yana önemli din merkezlerinin Anadolu'da oluşmasını sağlamıştır.
7.yüzyıldan sonra Anadolu toprakları bu kez Müslümanların akınlarına sahne olmuştur.Gaziantep'te antik dönem inançlarının yanı sıra Musevilik,Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi semavi dinlerin önemli dini yapıları günümüze kadar varlıklarının sürdürmüştür.
Antik çağlarda Dülük,Teşup,Zeus ve Jüpiter Dolikhenos inançlarının kült merkeziydi ve dünyada bilinen yer altına inşa edilen Mithras Tapınaklarının en büyüğü yine Dülük'te Keber Tepesinin güney eteğinde bulunmuştur.
Hristiyanlığın ilk ortaya çıktığı zamanlarda Hz.İsa'nın havarilerinden Johannes,o dönemin önemli merkezlerinden Rumkale'yi kendine üs seçmiş ve Yuhanna İncili'ni burada yazarak çoğaltmıştır.1173 yılında ölen Patrik Aziz Nerses'in Rumkale'de adına yapılmış bir kilisesi ve mezarı bulunmaktadır.Yakubi Azizi Barşavma'nın kendi adına inşa ettirdiği manastır yine Rumkale'dedir.
Gaziantep'te şehir merkezinde bulunan Kendirli Kilisesi,bugün camiye çevrilmiş olan Valide meryem Kilisesi(St.Mary) ve Nizip İlçesindeki Fevkani Kilisesi ziyaret edilebilecek durumdadır.
İsrail Devletinin Filistin’de 1948 yılında kurulmasına kadar Yahudilerde yoğun olarak Gaziantep’te yaşamaktaydılar ve ibadetlerini Şahinbey İlçesi,Düğmeci Mahallesinde bulunan Yahudi Havrasında yapmaktaydılar. Ayrıca İsrailoğullarından Hz. Musa’nın yeğeni olan Hz. Yuşa Peygamber’in türbesi de Gaziantep’te bulunmaktadır.
Müslümanların II. Halifesi olan Hz. Ömer zamanında Gaziantep bölgesinde yapılan savaşlarda, Hz. Muhammed’in peygamberlik mührünü görüp öpen Hz. Ökkeşiye Nurdağı ilçesinin güneydoğusunda, günümüzde Dülükbaba olarak bilinen Davud-u Ejder Şehitkâmil ilçesi sınırlarında bulunan Dülük Ormanlarının içinde, Pirsefa Şahinbey ilçesinde, Said İbn-i Ebu Vakkas Araban ilçesi sınırlarında, halk arasında Karaçomak olarak bilinen zat ise Şahinbey ilçesi Karaçomak köyü sınırları içerisinde şu an türbelerinin bulunduğu yerlerde şehit düşmüşlerdir. Bu bölgeyi fethe gelen İslam Ordularının Komutanları Halife Hz. Ömer’e Antep’in korunması için şehrin surlarla çevrilmesini önerdiğinde, Halife Hz. Ömer bölgede şehit düşen bu şahısları kastederek “Antep surlarla çevrilmiştir” dediği rivayet edilmektedir.
Müslümanlıkla birlikte; Nesimi, Hacıbaba, Şeyh Fethullah, Alibaba, Kurbanbaba ve daha birçok türbeyle Gaziantep bir evliyalar şehri haline gelmiştir.
Gaziantep’te mimarisi ile dikkati çeken çok sayıda Türk-İslam eseri cami mevcuttur. Mehmet Nuri Paşa Cami, Şeyh Fethullah Cami,Tahtani Cami, Alaüddevle Cami, Boyacı Cami, Şirvani Mehmet Efendi Cami bunlardan birkaç tanesi olup, günümüzde de modern mimari tarzda yapılan çok sayıda cami bulunmaktadır.
1920-1921 yıllarında Gaziantep’te kurtuluş için mücadele veren Antepliler binlerce şehit vermiştir. Bu şehitlerin anısına yapılan Şehitler Abidesi, Şahinbey’in mezarı ve o dönem şehit olan bir çok önemli şahsiyetin mezarı Şehitlik Turizmi için önemli yerlerdendir.
Modern Türkiye’nin Güneydoğusunda yer alan Gaziantep; binlerce yıldan beri bir çok kültür ve inanca beşiklik yapmış, bu kültürlerin ve inançların eserlerini bağrında barındırmıştır. Bu nedenle günümüzde de inanç turizmi açısından gezilip görülmeye değer bir yerdir.